eskici mehmed’ten değil
giyindiğim ikinci el yalnızlık…
dört duvar arası ıslaklık
tam ortasında tutsaklık.
bana da kısmetmiş
güzü şıra ederek içmek
bakır çalığı denizlerde
efkarı albatros kuşlarının…
-tuzlu suları çiçeklendiren aynada
görmek
çıplak ayaklı ölümü-
hani upuzun saçlarının
yerlere müsavi gölgesi
her sarılışımızda
sardunya kokulu cumbası
ahşap evli düşlerimiz
karlı tepeleri öpüp okşayan
terli ellerimiz
istasyonlarda birbirine karışan…
demem o ki leyli
ben size de gelmemişim?
-öyle bir yaşam ki
“dümen” suyunda boğuluyor
hangi şehre
hangi şiire varsam
sensizlik kokusu duyuluyor
gidilecek limanlardan mektuplar gelmiş
posta kutusu dolup taşmış çavlanından
-ortalığa yalnızlık “name”leri saçılıyor-
17 Aralık 2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder