7 Mart 2008 Cuma

ayrılık




şuramdaki rip akıntısı
kıyıya yüzdükçe içine alan
ağzı köpüren şu yürek atışı
yığılır gecenin sessizliğine
olta ucunda
çırpınır karanlık...

şafak tahtında ayırıp bacaklarını
yepyeni bir gün doğurur
kordonunu ben ezerim taşla.
ilk şaplağını benden yer
ilk bana ağlar
ve adını fısıldarım kulaklarına:
ayrılık!






Hiç yorum yok: