19 Mayıs 2008 Pazartesi

( a k ) s a k

hani içinizde bombalanır şehirler
misketine terk edildiğiniz
ve eteği yükünü alır zamanın
kapılarınız taşlanır
göz yuvarlarında nisyanın…

-suyu çekilmiş (an)ların kurak iklimleri-

gidi yel değirmenleri sizi
ne yazdınız ki dünyanın kara tahtasına
ne de nazenin cangılınız
mızıkçı püskülünüz
kızgın mı kızgın tabanlarınız
kalabaya takılır ayaklarınız…

efkar büyütün dizimin dibinde
iğne yapraklar gecenin “kara”sından
nereden geldiği belli olmayan
aklı karışık gemilerimi batırın
engin düşünce denizlerinizde…

-kazazedelerin tuzlu sularla savaşı bile değildiniz-

gerçekleri korkutsaydınız bari ürktüğüm
soylu gardiyanlığına saksılarınızın
tekme atan çiçek olsaydınız…

gelmeseydi kulağıma tamtam sesleri
ben de bilirdim az buçuk dans etmeyi
saklı şiirimde baldıran fırtınası
bir bacağım da kısaydı sanırım
anlamadınız…


18.05.2008

Hiç yorum yok: